Aile Terapisi; psikoterapinin, ailelerle ve çiftlerle çalışırken yakın ilişkilerine dahil olarak değişim ve gelişme sağlanmasını hedefleyen önemli bir koludur. “Değişim”i aile üyeleri arasındaki etkileşim sistemleri üzerinden sağlamaya çalışır. İnsanların psikolojik sağlığı üzerinde önemli bir faktör olarak aile ilişkilerini tanımlar.
Aile Terapisi alanındaki modellerden biri olan Sistemik Aile Terapisi, “sorun” olarak tanımlanan davranış ve/veya birey üzerine odaklanmaktansa sistemik içeriğin tamamına odaklanır. Bu sistemik içerik, problemlerin aile/grup içindeki döngüsel oluşumunu, terapiye başvurmadan önce uygulanan çözüm girişimlerini ve en az üç kişinin dahil olduğu sosyal koalisyonları içerir. Bu açıdan bakıldığında suçlu, suçsuz, haklı, haksız, güçlü, mağdur yoktur; sadece sağlıksız yapılanmış ilişki döngüleri vardır.
Ailelerle çalışmalarımızda kullandığımız aile terapisi akımları içinde yer alan “çözüm odaklı terapi” akımı, geçmişte denenmiş çözüm çeşitleriyle gelecekte başarılı olabilecek çözüm tasarılarının beraber keşfi ve değerlendirmesini yaparak problemle çözüm arasındaki işe yaramayan mevcut etkileşimi bozmayı sağlar. “Yapısal aile terapisi” akımı ise uygun olmayan ilişki yapılanmalarını içeren sosyal davranışları değiştirmeye odaklanır. Yaşanan “sorun”un, ailenin yapılanmasında bulunduğu olumlu katkının altını çizerek ailenin/çiftin “sorun” olarak tanımladığı olayın paradoksal bir yorumunu yapmamıza olanak sağlar. Aile ve çiftlerle yaptığımız çalışmada genel olarak izlediğimiz yolu ailenin/çiftin ihtiyaçları ve öncelikleri belirler.
Sorunun kökeninin ne olduğuna ya da danışan tarafından sorunun bireysel bir sorun ya da bir aile sorunu olarak tanımlamasına bakılmaksızın, ailenin çözüm sürecine dahil edilmesinin danışana fayda sağladığı bir gerçektir. Aileler doğrudan seanslara katılırlar; böylece bütün ailenin sahip olduğu güçlü yanlardan, bilgeliğinden ve desteğinden fayda sağlanabilir.
Aile Terapisinde, aile geleneksel olarak ebeveynler ve çocuklar olarak tanımlanabilir; aynı zamanda “kan ya da evlilik bağıyla bağlı olan ya da olmayan insanlar arasındaki güçlü, destekleyici, uzun süreli roller ve ilişkiler” olarak da tanımlanabilir. Kendilerini aile ya da çift olarak tanımlayan herkes, aile ve çift terapisine başvurabilir ve fayda sağlayabilir.
Seans sayısı, başvurulan duruma bağlıdır; ancak ortalama 5-20 seans arası sürmektedir.
Aile Terapisi, belirli bir sebep belirlemektense sorunların çözülmesine odaklanır. Suçu bir ya da daha fazla bireye yüklemenin, klinik anlamda bir faydası yoktur. Sebep-sonuç yaklaşımı gibi çizgisel bir yöntem izlemektense döngüsel bir sorun değerlendirme yöntemi kullanan Aile Terapisi uygulamaları, ailelerin kullandıkları davranış kalıplarını, bu davranış kalıplarının sebeplerinin neler olduğunu ve mevcut durumu iyileştirmek için neler yapılabileceğini bulmalarına yardımcı olur.
AİLE ve ÇİFT TERAPİSİNİN UYGULAMA ALANLARI NELERDİR?
Çift ilişki/evlilik sorunları
Cinsel ilişki sorunları
Çocuk odaklı aile problemleri
Ebeveyn-Çocuk İletişim sorunları
Boşanma müdahalesi
Boşanma öncesi ve sonrası problemler
Yeme bozuklukları
Madde bağımlılığı
Depresyon gibi çeşitli duygudurum bozuklukları
Kronik sağlık problemleri
Ailede kayıp, ölüm, travmasal yaşantı
İş ve para stresi
Aile içi iletişim sorunları, disiplin, kardeşler arası rekabet vb.
Aile içi şiddet ve istismar
Aile bireylerinden biri kanser gibi ölümcül bir tanı aldığında, Alzheimer’s ya da Multipl Skleroz gibi kronik bir rahatsızlık yaşadığında, yaşamını değiştiren bir kaza geçirdiğinde ya da ciddi bir yeme bozukluğu sergilediğinde; aile ve yakın çevredeki tüm bireyler etkilenir ve desteğe ihtiyaç duyar. Zorlayıcı dönemlerden geçerken aileler destekleyici aile terapisinden faydalanabilirler.